Bu
yazıda sanal dünyadaki arkadaşlıktan, dostluktan
bahsetmek istiyorum.
Şu anda bu satırları okuyan herkes, bir şekilde
sanal dünya ile tanışmış ve zamanla bu dünyanın
kendisi için vazgeçilmez olduğunun farkına varmıştır
diye düşünüyorum.
Kimimizin amacı sadece sohbet etmek, kimimizin amacı
surf yapmak, kimimiz haber grubu müptelası...
Sebep ne olursa olsun, iş için, eğlence için...Sonuçta
bu dünya alışkanlık yaratıyor. Herkes kendisine göre
bir konu bulup, onun büyüsüne kaptırıveriyor
kendini..
Acaba
oturup düşündünüz mü ; Bu sanal dünya, getirdiği
güzelliklerin yanısıra bizlerden neleri alıp götürüyor
diye?..Ben bunu, zaman zaman düşünüyorum..
Hani, insanları değerlendirirken iyi yanlarını
terazinin bir tarafına, kötü yanlarını da diğer
tarafına koyar tartarsın. Hangi taraf ağır basarsa,
o kişi hakkında öyle karar verirsin. Bu da aynı
bence..
Zaman zaman sizlerinde,
"Bu bilgisayarın başında çok zaman harcıyorum,
biraz azaltmam lazım" dediğinizi tahmin
edebiliyorum.
Ama mutlaka hepimiz bir bahane bulup tekrar oturuyoruz..Ençok
rastlanan bahane ise "E-mail larıma bakmaya girmiştim
de..."oluyor.
Uzun zamandır
bu dünyanın içindeyim ve birçok gözlemlerim oldu.
Bunlardan bahsetmek istiyorum biraz..Yani sanal dünyadaki
insan portrelerinden...
Burda
insanlar ya gerçek yüzleri ile karşımıza çıkıyor,
yada tamamen kendilerini olduklarından farklı gösteriyorlar.
Kendilerini farklı gösteren kişiler genelde sorunlu
kişiler oluyor.Bunlar konumun dışında..
Benim ilgimi çekenler gerçek kişilikleri ile karşımıza
çıkanlar.
Ben bunları iki gruba ayırdım. Bakalım benimle aynı
fikirde olacakmısınız?
Birinci
grupta olanlar sanal dünyada tanınma korkusu olmadıklarından
özgür olduklarını hissediyorlar. Eğer kişiliklerinde
toplum, yada aile bireyleri tarafından bastırılmış
birtakım duygular varsa bunlar su yüzüne çıkıyor.
Karşısındakiyle konuşurken normal yaşamında en yakın
arkadaşına bile anlatamadığı birçok şeyi burada
rahatlıkla anlatıyor.
Sanal dünyadan dışarı çıkmayacağından emin
oluyor çünkü...
Ben bunu bir anlamda, o kişinin psikoloğa gidip,
terapi uygulaması gibi bir olay olduğunu düşündüm.
Psikologlara güvenilir, çünkü mesleği gereği,
kendisine anlatılan herşey gizli kalır. Sanal ortamda
da insan, karşısındaki kişinin onu tanımadığını
ve asla bulamayacağını düşünerek iç dünyasını
açar...
İkinci
grupta olanlar ise olduğu gibi davrananlar. Yani normal
yaşamda nasıllarsa sanal dünyada da aynıdırlar. Bu
tür insanlara sonuna kadar güvenebilirsiniz ve böyle
başlayan dostlukların zamanla daha da pekiştiğine
inanıyorum..
Hele de bu dostluğu sanal dünyanın dışında da sürdürebilmek
gibi bir başarıyı gösterebilirlerse, gerçekten
kendisi için yakın bir dost, arkadaş bulmuş oluyor
insan...
Ve bu şekilde doğan arkadaşlıkların temeli menfaat
ve çıkara dayalı olmadığından çok daha değerli
oluyor inancındayım.
Bir zamanlar
bir dostumun sözünü anımsadım şimdi...
"İyi insanlar kayaların arkasında saklanıyorlar,
bulamıyorum" demişti.
Ben de ona;
"Ben buluyorum, yeter ki bunun için zaman ayır"
demiştim...
Evet dostlarım; iyi insanlar,
gerçek arkadaşlar zor bulunuyor. Kaybedilen dostlukların
yerine yenisi asla gelmiyor. İster sanal dünyadan,
isterse gercek dünyadan bulmuş olalım hiç fark
etmez. Elimizdekilere sahip çıkalım.
"Deniz
Akbulut"
·
Çevremizdeki insanlarla ilişkilerimizde,
karşımızdakileri daha iyi tanımak ve kendimizi
onlara daha iyi tanıtmak için atılan ilk adım bilgi
paylaşımıdır. (Kendini açma davranışı – self
disclosure)
|