|
|
Em@il:
postmaster@yazarlar.iwarp.com |
|
|
|
|
|
Kadınlar,
erkekler ve aşk... Mutluluğun formülünü her yerde
aradık durduk ama bir türlü bulamadık. Şimdi, hiç
aklımıza gelmeyen bir kaynak bize yardıma hazır;
fizik kitapları. Çünkü aşkın dinamiklerini de o meşhur
fizik kanunları belirliyor.
|
Lisede ezberlediğimiz yüzlerce
fizik formülü karşısında çoğumuzun nasıl da
nefesi kesilirdi. Oysa o formüllerin bir çoğunu
zamanla unuttuk. Ta ki hayatımızın en önemli parçalarından
biri olan aşkın altında bu formüllerin yattığını
öğrenene dek. Kadın erkek ilişkilerinin ve tabii ki
bu ilişkilerdeki problemlerin, yanılgıların ve çıkmazların
temelinde doğanın en eski güçleri var.
Bugüne kadar aşklarımızı arkadaşlarımızla
ya da psikologlarla birlikte analiz ettik, oysa aslında
tek ihtiyacımız olan şey bir fizik kitabı. Pozitif
ve negatif enerjinin etkileşimi, birbirini iten ve çeken
bedenler, titreşimler, erime... Lise yıllarına dönmeye
hazırlanın, çünkü ders başlıyor!
Onu gördüm ve çarpıldım. Adı üstünde
yıldırım aşkı!
Temel
formül:
Aralarında maddesel bağ olmayan iki cismin karşılıklı
etkileşimine çekim gücü denir.
Bir anda çarpıldım. Onunla tanıştınız, iki kelime
konuştunuz ya da konuşmadınız ve sizi bir mıknatıs
gibi çektiğini hissediyorsunuz. Utanmasanız 'Aşık
oldum.' diyeceksiniz ve hatta utanmıyorsunuz. Bilim
adamlarına göre ilk görüşte aşk sanıldığı gibi
gizemli ve mistik bir olay değil. Çekim gücü hiçbirimizin
engel olamayacağı bir doğa kanunu. Bu çekimin ne
kadar sürdüğünü ise kimse bilmiyor, iyi bir başlangıç,
fakat yıldırım aşkının temeli sağlam duygulara dönüşmesi
kişiliklerinize ve birlikteyken kendinizi nasıl
hissettiğinize bağlı: Onunla mutlu musunuz?
Birbirinizi nasıl etkiliyorsunuz? ikinizin de duyguları
olumlu olmalı, çünkü yalnızca ona verdiğiniz kadar
pozitif enerjiyi ondan alırsanız bu aşkın bir şansı
olabilir.
Biz serbest ilişkiye inanıyoruz.
Temel
formül:
Kendi haline bırakılan bir cisim eğer dıştan itici
bir güç olmazsa ya dümdüz gider, ya da olduğu yerde
kalır.
Kelebek kadar özgür. Sevdiğiniz erkekle birliktesiniz
ve birbirinizi sıkmamak için ilişkinizi serbestlik
temeline oturttunuz. Aşkın o en ateşli zamanları geçti
ve yeryüzüne geri döndünüz. Bu noktada ilişkinizin
serbestliğini karşılıklı sorumluluk ve saygıyla
dengelemezseniz birinizden biri ya olduğu yerde
kalacak, ya da yoluna yalnız devam edecektir.
Her halükarda aranızdaki tutkunun azalması kaçınılmaz.
Özgürlüğün belli sınırları olduğunu unutmayın
ve onunla bu konuyu tartışmaya çalışın, ilişkiden
beklentilerinizi dile getirin, fikir alışverişinde
bulunun. Ne tür davranışlardan rahatsız olacağınızı
birbirinize açık açık söyleyin ve serbest ilişkinize
belli kısıtlamalar getirin. Böylece hem aşkınıza
enerji katmış, hem de yola birlikte devam etmiş
olursunuz.
Onunla tamamen uyuşuyoruz. Bu bir rüya olmalı!
Temel
formül:
Sürekli aynı frekansta giden iki dalga bir zaman sonra
birbirini yok eder.
Her şey harika. Birazcık bile kavga yok, her konuda
aynı fikirdesiniz, her yere birlik te gidiyor, bütün
boş zamanınızı birlikte geçiriyorsunuz. Fakat bu
arada yavaş yavaş birbirinizin gölgesi haline geldiğinizi,
kız arkadaşlarınızın sizi uzun zamandır aramadıklarını
ve ilişkinizin başlangıcında aranızda var olup aşkınıza
renk katan ufak tefek fikir ayrılıklarının tamamen
kaybolduğunu görmüyorsunuz. Aşırı uyumsuzluk gibi
aşırı uyum da büyük bir sorun...
Yok olan benlikler, kaybolup giden alışkanlıklar,
huzur verici ve yararlı yalnızlıklar, kişisel
meraklar ve bağımsızlık olmadıktan sonra ilişkinin
ne anlamı kalır? O sizin hayatınızın çok önemli
bir parçası, ama tamamı değil. Zaman zaman tabii ki
aynı frekansta buluşacak, uyum içinde
ilerleyeceksiniz fakat bazen de kendiniz için yaşamalı,
şahsi zevklerinize vakit ayırmalısınız. Kendi kişilik
dalganızı yakalayın ve onu sürekli hareket halinde tütün.
Gerçekten uyumlu bir çiftseniz sizin dalganız gereken
yerde onunkiyle zaten çakışacaktır.
Devamlı kavga ediyoruz. Hepsi onun suçu!
Temel
formül:
İki cisim arasındaki itme hiçbir zaman tek taraflı
olmaz, ikisinin de etkisiyle gerçekleşir.
Tartışma, kavga, gürültü... Mutsuzsunuz ve size kötü
davrandığını düşünüyorsunuz. Peki hiç somut bir
adım attınız mı, bu konuyu sakin bir biçimde onunla
konuştunuz mu? Hayır! O zaman siz de suçlusunuz.
Olaylar karşısında pasif kalmanız sorumluluğu üzerinizden
atmanızı sağlamıyor ne yazık ki. Sevdiğiniz erkek
sizden uzaklaştığında ya da size saldırdığında
bunu ne kadar güçlü yapıyorsa siz de o kadar güç
ortaya koymalısınız, bu bir fizik kuralı...
Mantıklı düşünün; yanlış seçimler mi yaptınız,
yanlış yolu mu seçtiniz, sizi sömürmesine izin mi
verdiniz? İlişkinizin kötü ve yıpratıcı hale
gelmesinin sebebi kafanızın içindeki örümcek ağı
mı? Bunların hepsi düzelebilir. Tek ihtiyacınız
olan kuvvetli bir istek, irade, bilinç ve bol bol iletişim.
Böylece ilişkiniz-eki dengeleri eşitleyebilir ve aranızdaki
itme gücünü çekime dönüştürebilirsiniz.
Duygularım sürekli değişiyor.
Temel
formül:
Doğadaki hiçbir süreç tersine çevrilemez, her süreç
belli bir yönde ilerler.
Aşkta denge olmalıdır. Aşklar ve ilişkiler zaman içinde
sürekli değişir, tıpkı rüzgarın birdenbire yön
değiştirmesi gibi... Ne yazık ki bu da duygusal yaşamın
bir parçası. Ancak sağlam ilişkilerde temel
prensipler aynı kalır. Böylece ilişkideki değişiklikler,
yenilikler eski temellere oturtulur ve aralarında yeni
bir denge kurulur.
Kalbinizin ve aklınızın pillerini devreye sokun. İlişkinizin
güven, birbirine destek olma, dürüstlük, şefkat ve
diyalog kurma gibi değişmez unsurlarına sahip çıkın
ve içten ya da dıştan gelen yenilikleri bu unsurlar
ışığında değerlendirin. Haa, bu arada lise yıllarınızda
nefret ettiğiniz fizik kitabım fırlatıp attığınız
köşeden çıkarıp başucunuza koymayı da unutmayın. |
|
|
|
|